16 Nisan 2014 Çarşamba

Aklım Side'de kaldı. ..


        Akdeniz ezgileri çalarken fonda, düşlüyorum o güzelim gençlik yıllarımı...
En çok da Side de geçen anlarımı. Denize aşık, doğaya aşık, Side'nin o tarih kokan her bir adımına her bir sokağına her bir taşına aşık bir kızdım ben. Antik bir kentin içinde geçirilen bir yaz tatili ne denli güzel, ne denli misss kokulu , masalsıydı benim için bilemezsiniz...
Annem ve babam da aynı duyguları hissettiğindenmidir nedir, mütemadiyen kendimi bildim bileli hep Side antik kentin içinde yaptık tatillerimizi. Oralımısınız derseniz alakamız bile yok:) Babam bir etnolog, bir şehrin tarihi yapısının insan için önemini, çok küçük yaşlarda aşıladı bize.O tarihi yapıya nasıl bakmamız gerektiğini,sevmemiz, değer vermemiz gerektiğini, yeri geldiğinde şaşırmamız gerektiğini anlattı bize bıkmadan ama çok büyük bir zevkle. Ege ve akdenizde başka bir yerlerde tatil yapmadık mı derseniz, mümkün olabilir mi....Oralar da birkaç gün tatil yapar, görülmesi,öğrenilmesi gereken yerlerini keşfettikten sonra tatilimizin geri kalanını O güzelim Sidede geçirirdik.

      Side deyince ilk aklıma gelen incir ağaçlarının kokusudur...Başkaları için en son akla gelebilecek bir şeydir ama benim için değil. Özellikle sabahları ama her daim incir ağacının eşsiz kokusu vardır havada.Sabahları kalkınca kaldığımız yerin balkonuna çıkar (genellikle Kamer Otel: Tavsiye edilir:) gözlerim denizi seyrederken burnum incir ağacının kokusuyla mest olurdu. Eşimle  ilk evlendiğimiz yıllarda,her bahar geldiğinde Sidenin kokusu geldi burnuma derdim, birgün bu sene Sidede yapalım tatilimizi dedi, tabi yaz gelene kadar ne hayaller kurdum ben,çocuk gibi zaman geçmek bilmedi benim için...
Ve nihayet Side'ye ayak bastığımızda  Side gibi kokuyor demekle ne demek istediğini anladım aşkım dedi...:)))

          Apollon tapınağının hemen denize kıyısında büyükçe bir kaya vardır...Her gün batımında oraya koşar adım gider ,gün batımının denizle şahane dansını seyrederdim,hiç bıkmadan hergün... Oturduğum yerden deniz feneri görünürdü.Hemen hemen herkes ilginç bir deniz feneri hikayesi kurmuştur hayalinde.Ama ben kurmadım benim için sadece tablonun bir parçasıydı:) Sidede hikayesini düşleyebileceğim birçok tema vardı benim için , aklım hep incir ağacı kokusunda ve tarihi dokusunda gezininiyordu belki de ondandır deniz feneri hikayesinin olmayışı...

       O tabloya tam olarak uymasa da banyo için küçük bir pano ve diş fırçalık yaptım. Eh işte gibisinden oldu benim için :))

       Side için ayrı bir yazı hazırlamayı düşünüyorum,gitmek isteyenler için bir rehber olur belki, gidenler içinse anılara bir gezinti. Hoşçakalın deniz aşığı dostlarım.....











8 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsın Sideyi. Yaklaşık 4 yıl kaldık Antalyada ama sıcak ve nemli havası beni o kadar bezdirmişti ki nedense Sideyi anılarımda güzel bir yere oturtamadım Bu yaından sonra başka bir gözle bakmayı deneyeceğim ...
    Boyamalar tam deniz havasına uygun. Missler gibi yaz kokuyor. Ellerine sağlık. Öpüyorum seni ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah anlatmadığım o kadar çok şey var ki Nilgün Abla ,başka bir postta inşallah anlatacağım.Antalyadaki kadar nem yok Side'de aslında akşamları hiç bunaldığımı hatırlamıyorum, ama söylediğim gibi antik kentte yaparsan tatilini. Beş yıldızlı otellerin olduğu yerler çok kötü ben sevmiyorum öyle yerleri:) Özellikle eylülde bir başka güzel Side tavsiye edrim:)
      Ben de öpüyorum, kocaman sevgiler...:)

      Sil
  2. Sadece bir kaç kez tatil için gittim Side ye, çok sıcak olduğundan başka bir şey kalmamış aklımda. Ama Eylül de gitmek en akıllıcası olur sanırım. :)
    Pano da fırçalık da çok cici olmuşlar canım, ellerine sağlık. Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Hülyacım, antik kentte mi oteller bölgesindemiydiniz merak ettim canım...
      Kocaman öpüyorum, sevgiler...:)

      Sil
  3. Ekin'ciğim çok güzel anlatmışsın inan çocukluğuma götürdün beni...Çocukken Çardaklarda kalırdık neredeyse 3 ay...Hatta okullar açılana kadar..O zamanlar klima hayatı yoktu ve o yörenin bütün halkı bu çardaklarda kalırdı...Bizimki de Side Motelin yanındaydı..Akşama kadar denizde oynardık, biraz daha büyünce de Antik Tiyatro da Güneşin batışını arkadaşlar ile izlemeye giderdik...7o li yılları çok doğaldı...Fakat biz oraları inan senin gibi dikkatli bakmazdık...Denizse deniz...Tarihi taşlar ise bize gayet normalmiş gibi gelirdi...Daha sonraları anladık ama bu seferde oraları hep bozdular,doğal güzelliği inan hiç kalmadı...Bunu yapanlarda hep yerlisidir genelde..Tarihi taşların içine kafe,lokanta yapmak gibi... Aslında bozulmadık yer kalmadı ama yine de Side ve denizi çooook güzeldir. Eylül ve Ekim senin dediğin gibi en güzel aylarıdır. Ben de orada İlk Baharı çok seviyorum...Hani bütün çiçekler açar ya o yüzden :))
    Tablon çok şık çok güzel...Fener ve deniz, bakmak bile hayal kurduruyor,insanın içi açılıyor, eline sağlık olsun. Hoşça kal öptüm.

    YanıtlaSil
  4. Sibel Ablacım bir Manavgatlı olarak bunları seninle yad etmek ne güzel....İlk kaldığım yer bungalov evler, o zaman köydü orası, işletmecilerini çok severdi annemler, orada bir ağaç evim vardı ne maceraydı benim için anlatamam,ah o günler....Sonraları hep kamerde kaldık, baracuda barda eğlendik, daha nelerrr neleeer...Söylediğin gibi sidenin geçirdiği evrime yıl be yıl şahit olduk, ama hiçbirşey Sidenin benim için büyüsünü bozamaz...
    Keşke bir gün buluşsak seninle orada ne güzel olurdu...

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Ekin oraları iyi bilmen inan beni de çok mutlu ediyor...Sanki komşumuşuz gibi bildiğimiz yeri anlatıyoruz...Ekin'cim bir daha gidersen ne olur anneme,bizim eve uğra ama unutma! Ben kışın bir kere gidebildim, daha çok annem yanıma geliyordu ve uzunca kalıyordu...Bungolov evler sakın Can kamping olmasın,hani portakal ağaçları çok olan ve denize sıfır yer...Çardaklar yıkıldıktan sonra biz hep orada kalırdık çünkü Manavgat durulacak gibi değildi...Gidersen oraya bak çok güzel doğa içerisindedir...Benim arkadaşlarımdır,çok iyi yerdir...Haberleşiriz olmazsa...
    Artık annem çok yaşlandığı için yazları İsparta yaylasında kalıyor senelerdir...Bende artık dayanamıyorum sıcağa, arada yaylaya anneme gidiyorum...Sizler gençken tadını çıkartın denizin...
    Hoşçakal,öptüm.

    YanıtlaSil
  6. İnşallah Sibel Abla belki de gittiğimde orada olursun:) Annem Ispartalı benim,bak bir ortak nokta daha:)
    Bizimki Özden Campingdi ama senin dediğini biliyorum orası daha güzel yer olarak, ne güzel sohbet oldu yahu yanyana olsak sabaha kadar sohbet...
    Kocaman öpüyorum:)

    YanıtlaSil