30 Mayıs 2014 Cuma

Seçmece bunlar :))

Bu aralar şu çok revaçta olan magnolia pudingi deneyim dedim, baktım evde malzemelerin hepsi yok bende kafama göre yaptım bişiler.  Eminim orjinali de çok güzeldir,  ama eşim bu versiyonuna da bayıldı:)

2 yumurta
1 lt süt
2 kaşık un
3 kaşık nişasta
1 paket vanilya
Cici bebe biskuvisi
Birazda eti finger
Ve tabiki çilek


Malzemeler pişirilir,  biskuviler rondodan geçirilir sonra bir ondan bir bundan konulur ve istee hazır:) Benim anlatım gecegece biraz uyduruk oldu orjinal tarifi var nette, ama malzemeniz yoksa evde, eksikse benimki gibi yapın gitsin:)












Birkaç sekilde sunum hazırladım, hangisini begenirseniz o sizin olsun, bu arada peceteler annemin ceyizinden, cocuklugumdan beri gözüm vardı onlarda :D

Keyifli bir haftasonu dilerim, sevgiler...

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Gönlüm yorgun, ruhum yorgun, bedenim yorgun...

Uzun oldu gibi yazmayali. Ama içimden hala birşey gelmiyor, geziyorum, sohbetler ediyorum, kitabımı okuyorum misafir agirliyorum, pasta börek yapıyorum ama ruhum hep vicdan azabı içinde,  evet Somadan bahsediyorum...Ben hayatima devam ediyorum ama onlar aci cekerken ben hicbirsey olmamış gibi yaşıyorum diyorum içim kapkara oluyor Soma misali sonra yine aynı terane hiçbirşey olmamış gibi...

Ne boyama yapabildim bu aralar ne de yaratıcı bişeyler. Ara ara blog geziyorum tekrar sevke gelmek için ama olmuyor, ben de akışına bıraktım nasıl olsa gelir sevkim diye...
 Somadan once hazırladığım birkac şey var onlari paylaşıyorum sizinle, hazırlayıp resimlerini cekmistim hatta yazılarını bile hazirlamistim ama postun içeriği degisti tabi...






Sağlıkla ve huzurla kalın :)

13 Mayıs 2014 Salı

Bu nasıl bir kader....

Öncelikle Somada hayatını kaybeden insanların,emekçilerimizin yakınlarına Allahtan sabır dileyerek başlamak istiyorum, keşke hiç kuramamış olsaydım bu cümleleri diyerek...

Bu nasıl bir kaderdir bu, evinden çıkarsın çocuklarını ve eşini öperek yada acele bir kahvaltı yaparak ben gidiyorum deyip kapıyı çarparak, ya da herkes uyuyordur sen çıkarken o yüzden son birkez vedalaşamamışsındır ev ahalisiyle...Nereden bileceksin o gün bir daha geri dönemeyeceğini evine...Çok üzgünüm, sadece empati kurabiliyorum elimden başka hiçbirşey gelmiyor maalesef. Ama sürekli şu soru aklımda yanıp yanıp sönüyor : "Neden böyle kazalar bizim ülkemizde çok fazla oluyor?!!!" Daha  mı az değerli onların hayatı, diğerlerinden.Neden gerekli önemlemler alınmıyor böyle felaketler olmadıkça!!!Neden!!!

Çok ama çok üzgünüm, bir umut içimde umarım hala sağ birileri vardır orada diye ama bunu söylerken bile çok üzgünüm çocuklarımı çocukları yerine koyuyorum eşlerini de eşim.

Vefat edenlere Allahtan rahmet ailelerine de dayanma gücü diliyorum............................

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Be de yaptım sonu da :))

Bugün Denizlida hava harika,  yıkadım balkonumu, , yaptım bir yeşil çay, aldim kitabimi oturdum keyif yapıyorum. Yağmur da çok guzel şey ama artık bunalmistim o kasvetten. Arada bir ara vereyim demedi yahu:)


Uzun süredir yapmayı erteledigim kapı onu gazeteligimi yaptım sonunda. Aklımdan çok fikir gecti yaparken ama bazen herşey simultane gelişiyor, planladigimdan çok farkli birşey çıktı karşıma:) Neyse umarım beğenirsiniz, bence fena sayılmaz.








Eskittim, peçete dekupaji yaptım,  hamur kabarttim, elimle sekil yaptım oldu bitti işte :))

Hoşçakalın

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Anneler Günümüz Kutlu Olsun

Anneler Gününüz kutlu olsun. Aslında adet yerini bulsun diye kutladığım, bize dayatildigina inandığım bir gündür bugün. Büyüyene kadar çok saf duygularla annemizi her anneler gününde öptük, sarildik, kokladik, ona şarkılar söyledik, annemizin bizim için ne kadar değerli olduğunu en içten duygularimizla , bakislarimizla hissettirdik ona. Ama gel gör ki büyüdükçe, yasimiz ilerledikçe kullanilmaya basladigimizi anladik. Bunu geçtiğimiz hafta boyunca yayinlanan reklamlarda daha da çok hissettim. Alan var alamayan var. Belki de alamayan evlatlarin utandigi sıkıldığı bir gün bugün,  evladı alamadığı için evladini zor duruma düşürdüğüne inanan annelerin günü bugün. Çünkü medya bunu bu hale getirdi maalesef. Sadece toplanan bir çiçekle,  yapılan bir kekle, hazirlanan güzel bir sofrayla karsisina ciksak annemizin, annemiz daha mı az mutlu olur , kocaman sarilsak ona seni çok seviyorum anne iyi ki varsın iyi ki benim annemsin desek daha mi az mutlu olur . Hayır,  hiç sanmıyorum çünkü anneler bunun için annedir. 
        Ben en güzel anneler günü yıllarımı yaşıyorum,  çünkü ışıl ışıl gözlerle gözlerimin taa içine bakıp annecim bu resmi senin için yaptım,  seni çok seviyorum annecim diyerek kocaman sarılan,  anne şarkıları söyleyen iki küçük evladım var ve bu sekilde kutlamalarindan çok büyük keyif alıyorum. 

   Anneler günü manevi bir şekilde kutlanacak sevgi dolu bir gün olmalı bence, maddi şeyler olmamalı bu günün içinde . Ben böyle düşünüyorum ama farklı şekilde düşünene de saygım var:)) 

   Nisan'dan,  papatyamdan, ilkbaharimdan, ilk göz agrimdan aldığım dünyanın en güzel hediyesinin resmini sunuyorum sizlere, bundan daha güzel bir hediye olabilir mi benim için :))

   Annecim çok ama çok ama çooook seviyorum, uzaktan da olsa kocaman sariliyorum, o fedakar ellerini öpüyorum ve bana güzel bir yaşam sunduğun için,  herşey için ama herşey için teşekkür ediyorum, canım annem benim...




8 Mayıs 2014 Perşembe

Kendime kavanozlar:)



Sonunda kendime de bir çift yapabildim. Aslında renginin daha açık yeşil olmasını umuyordum ama katları attikca koyulasti ama ben yine de beğendim. Enamel boya ile üç kat boyandiktan sonra dekupaj ve hamur kabartma çalıştım,  bir de fiyonk kondurdum koydum tezgahtaki yerine kullanmaya da başladım:))









Hoşçakalın:))

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Gökova&Akyaka



Bu aslında geç kalmış bir post oldu, uzgünüm :)

Akyakaya gittiğimiz haftasonun arkasına Antalya'dan arkadaşlarımız geldi. Onlara hazırlık yapayım derken postlar gecikti tabii. Geç olsunda güç olmasın.

     Akyaka harikaydı, çok beğendim,  yakınız ya her fırsatta gideriz artık:))
Benim yıllardır Gökova diye bildiğim yer meğer Akyakaymis! ?! Yani tatil yapacağınız kısım Akyaka imiş.
    Neyse Akyaka çok cici, sessiz, sığ bir kumsali olan (hiç bana göre değil ama tam bizim kızlara göre), denizine Azmak Nehri dökülen, muhteşem doğal güzellikleri olan bir tatil beldesi.
    Kalinacak yerler ya oda kahvaltı şeklinde çalışıyor ya da apart şeklinde.  Biz otelde kaldık oda kahvaltı şeklinde ama çok gereksiz apartta kalmak en iyisi.Zaten dışarıda yiyip iciyorsan ne diye otele fazladan para veresin. Ayrıca birçok apart hem bahçe güzelliği yönünden hem de odalar yönünden otelden çok daha güzel. Biz ilk acemiligimizi attık,  bir dahakine apartta kalacağız.
     Gelelim yeme içmeye.  Genelde fiyatlar çok uygun. Azmak Nehri kenarındaki restaurant lar biraz daha fiyatlica. Ama her keseye uygun yeme içme sekli mevcut. Tanınmış marketler de var. Deniz kıyısındaki restaurant lar aynı zamanda kafe görevi görüyor. Ve fiyatlar gayet uygun : 2 bira, 3 cup dondurma, 1 patates kızartması tabağı, su, başka birsey varmiydi hatırlamıyorum 54 lira tuttu. Belki size fikir verir:))
     Gezmeye gelince Azmak Nehrinde tekne turu kişi başı 5 liradan muhtesem bir gezi.Nehir akvaryum gibi ama cevresi daha da bir güzel. Sabah akşam iki kere bindik :D

   Plajı kum plaj. Öğrenciler ben kot montla otururken sanki ağustosta gibi denize girip çıkıyorlardi:) Ah şu gençlik,  onlara bakınca insan yaslanmisiz beee diyor:D

   Akyakaya giderken bir tostcu onerdiler. Akyakaya girmeyip Marmaris yoluna devam ediyorsunuz ve Akcapinar köyünü sora sora buluyorsunuz. Sonunda bu köye adım attığınızda tost yemek icin sira bekliyorsunuz:) Ama kesinlikle değiyor ve turist kazığı yemiyorsunuz. Ve benim gibi iki tane cadiniz varsa onlar da tostlari beklerken köylülerin kara , ballu, datlu dutlarina saldırılar:D

   Aklima gelenler bunlar ama sorusu olana yardımcı olmaya gördüğünüz gibi fazlasıyla gönüllüyum:))

Fotoğraflar aşağıda,  umarım beğenirsiniz ama inanın fotograftakilerden çok daha güzel bir yer...



Sabah sabah küçük cadimin köpeklerin uyumasina engel olurken...






Sokaklar ve beğendiğim bir apartin önündeki çiçekler (Inan Apart)





  

Bizim kızların muzip pozları...









Tekneden cekilenler...











Tostcunun olduğu köy,  bizimkilerin saldırdığı zavallı dut ağacı :)) sanırım babam ve oğlum daki agacli yol ve kizlara cebinden çıkardığı bal gibi portakallari hediye eden sevimli dedemiz...

Dolu dolu kocaman güzel bir gün geçirdik ve sanki bir hafta tatil yapmisiz gibi döndük evimize.

İnsan güzelliklere doyurunca ruhunu, bir gün bile fazlasıyla dinlendiriyor insanı.

Denizli'den kocaman sevgiler...